14 Şubat 2013 Perşembe

SEVGİLİLER GÜNÜ VE AŞKI ANLATAN KURABİYELER....:)

Sevgililer günü her yıl 14 şubatta kutlanan bir gündür.Kökeni roma katolik kilisesinin inanışına dayanan bu gün,valentine ismindeki bir din adamının adına ilan edilen bir bayram günü olarak ortaya çıkmıştır.Bu sebeple bazı toplumlarda' aziz valentine günü' olarak bilinir.Valentine kelimesi,batı medeniyetlerinde hoşlanılan kişi veya sevgili anlamlarındada kullanılır.Sevgililer günü böyle ortaya çıkmış. Aslına bakarsanız bizimle pekte alakası yokmuş değilmi,bence aaaaa böyleymiş deyip abartıp kutlamamakta olmaz,daha da abartıp büyük organizasyonlar yapmaya da gerek yok diye düşünüyorum.Ama kayıtsız kalmayıp onu sevdiğini belli eden birkaç güzel söz,güzel bir yemekte fena olmaz.Her gün sevgimizi belli etmeliyiz,sadece bu güne sevgimizi sığdırmak hem saçma hemde yapay olur bence....
         Blogumda her konuya yer vermeye çalışıyorum,bu güne özelde birşeyler yapmak istedim. Birkaç gün önce  bu güne özel kurabiyeler hazırladım,sıkılmasam her dilde yazardım sevgi sözcüklerini ama üç dilde yazmak yetti inanın....:)Türkçe neyine yetmiyor diyenleri duyar gibiyim....işte:) .....                                                       

Hıncal uluç'un Arkadaş... dost.... sevgili......sizinki hangisi kitabından bir şiirle devam etmek istiyorum..
       Bir şey var aramızda,
       Senin gözlerinden belli
       Benim yanan yüzümden.
       Susuyoruz,arada bir,
       Gülüşerek başlıyoruz söze.
       Ne kadar gizlesek nafile,
       Bir şey var aramızda,
       Senin gözlerinde ışıldıyor, 
      Benim dilimin ucunda....  
     




Ben sana mecburum bilemezsin 
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum 
Büyüdükçe büyüyor gözlerin 
Ben sana mecburum bilemezsin 
İçimi seninle ısıtıyorum 

Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor 
Bu şehir o eski İstanbul mudur? 
Karanlıkta bulutlar parçalanıyor 
Sokak lambaları birden yanıyor 
Kaldırımlarda yağmur kokusu 
Ben sana mecburum sen yoksun

                                             
Sevmek kimi zaman rezilce korkudur 
İnsan bir akşam üstü ansızın yorulur 
Tutsak ustura ağzında yaşamaktan 
Kimi zaman ellerini kırar tutkusu 
Birkaç hayat çıkarır yaşamasından 
Hangi kapıyı çalsa kimi zaman 
Arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu 

Fatihte yoksul bir gramafon çalıyor 
Eski zamanlardan bir Cuma çalıyor 
Durup köşe başında deliksiz dinlesem 
Sana kullanılmamış bir gök getirsem 
Haftalar ellerimde ufalanıyor 
Ne yapsam ne tutsam nereye gitsem 
Ben sana mecburum sen yoksun

Belki Haziranda mavi benekli çocuksun                                                 
Ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor 
Bir şilep sızıyor ıssız gözlerinden 
Belki Yeşilköy'de uçağa biniyorsun 
Bütün ıslanmışsın tüylerin ürperiyor 
Belki körsün kırılmışsın telâş içindesin 
Kötü rüzgâr saçlarını götürüyor 

Ne vakit bir yaşamak düşünsem 
Bu kurtlar sofrasında belki zor 
Ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden 
Ne vakit bir yaşamak düşünsem 
Sus deyip adınla başlıyorum 
İçim sıra kımıldıyor gizli denizlerin 
Hayır başka türlü olmayacak 
Ben sana mecburum bilemezsin..

                              ATTİLA İLHAN



2 yorum:

  1. Şiirler de kurabiyeler de harika çok güzel olmuşlar elifim ellerine sağlık

    YanıtlaSil

Hayatın kokusu

Translate