Orff-Schulwerk'in Temel Görüşleri:
|
||
GUNILD KEETMAN
|
CARL ORFF
|
|
Orff-Schulwerk kavramının anlam ve içeriğini doğru ifade edebilecek bir Türkçe karşılık bulma denemesi:
|
||
Giriş Notu
Aşağıda / ekte okuyacağınız "Orff-Schulwerk'in Türkçe Karşılığı Nedir?" başlıklı makalenin yazarı Katja Ojala Koçak Mozarteum Üniversitesi Orff Enstitüsü mezunudur. 1998 - 2005 yılları arasında Türkiye'de 'Elementer Müzik ve Hareket Eğitimi' konusunda yetişkinler ve çocuklarla birçok çalışma yapmış olan Koçak, Orff Merkezinin ilk müdürüdür. Türkçe bilgisi, konu ile ilgili Türkçe teknik terimleri ve tanımları karşılaştırıp irdeleyecek düzeydedir. Söz konusu yazı Almanca dışındaki dillerde sorun oluşturan 'Schulwerk' tanımının Türkçedeki kullanımını ele almaktadır. Üniversitelerimizde ve diğer eğitim kurumlarında Orff-Schulwerk Elementer Müzik ve Hareket Eğitimi çalışmaları yapan eğitimcilerimizin bu konudaki görüşlerini Orff Merkezi ile paylaşmalarını bekliyoruz.
Fatoş Auernig
Orff Merkezi Müdürü |
||
ORFF-SCHULWERK'in Türkçe Karşılığı Nedir?
Katja Ojala Koçak
(Çeviri: Nazan Laslo)
Terminolojide Karmaşa
Türkiye'de müzik eğitimi alanında Orff-Schulwerk konusundaki çalışmalar on yıllardır sürmesine rağmen, Orff Merkezi kuruluncaya kadar bu konuda bir literatür oluşmamış ve bilimsel metinlerin çevirileri yapılmamıştır. Bazı araştırmacılar ve bu alanda akademik çalışma yapanlar kendi amaçları doğrultusunda konu kapsamındaki bazı metinleri Türkçeye çevirmiş veya bu işi çevirmenlere yaptırmışlardır. Bunun doğal sonucu olarak terminolojide bir karmaşa ortaya çıkmış, ortak kavramları içeren bütünsel bir dil meydana gelmemiştir. Prof. Ali Uçan bu sorunu 2003 yılındaki Uluslararası Orff Sempozyumunun açılış konuşmasında şöyle ele almıştır: ". Buna Orff'un 'Elementer Müzik Eğitimi' adlandırmasına dayanılarak önceleri 'Elementer Müzik Eğitimi' deniliyordu; sonraları onun yanı sıra 'Orff Öğretisiyle Elementer Müzik Eğitimi', 'Orff Anlayışıyla Elementer Müzik Eğitimi' ve 'Orff Anlayışı Çerçevesinde Elementer Müzik Eğitimi' de denilir oldu. Bugün de böyle denilmesi sürdürülmekle birlikte bunların yanı sıra 'Orff Öğretisiyle Temel Müzik Eğitimi' ya da 'Orff Anlayışıyla Temel Müzik Eğitimi' de deniliyor." (Uçan: Türkiye'de Müzik Eğitiminin Gelişimi, Orff Okul Öğretisinin Tanımı - Uygulanımı - Uyarlanımı ve Orff Anlayışıyla Temel Müzik Eğitiminin Genel Durumu; s. 11, 2003). Bu tanımlamalardan hiç birinin, Orff-Schulwerk'te müzikle ayrılmaz bir bütün oluşturan "Hareket", "Dans" veya "Hareket / Dans Eğitimi", "Dil" veya "Dil Eğitimi" kavramlarını içermemesi dikkat çekicidir. ![]()
"Schulwerk" Kavramı
"Schulwerk" sözünün içeriğini anlayabilmek için tarihsel, pedagojik gelişimi bilmek gerekir.
"Orff-Schulwerk
tanımlaması ilk kez 1930 yılında Carl Orff ile Schott yayınevinin
(Schott-Verlag) görüşmeleri sırasında ortaya çıkmıştır. Bu tanım Paul
Hindemith'in op. 44 Schulwerk für Instrumentalzusammenspiel ile Elma ve
Erich Doflein'in Geigenschulwerk yapıtlarının başlıklarına dayanır.
Schulwerk belli becerileri öğrenmeye yarayan bir taslak / tasarım
anlamını taşır." (Kugler: Zur Geschichte des Orff-Schulwerks; s. 64, 2003).
Yirminci
yüzyılın başları Almanca konuşulan ülkelerde reformist eğitim
dönemidir. Bu pedagojik reformun kökleri eskilere uzanır: Daha on
dokuzuncu yüzyılın başında Pestalozzi, insanın kendiliğinden yapma
eylemi üstüne yazmıştır. Jungmair (Das Elemantare, s. 15, 1992)
Pestalozzi'den şu alıntıyı yapar: "Elementer eğitim fikri, insan
türünün kalıtımsal özelliklerinin ve gücünün eğitilmesi ve
geliştirilmesinin doğaya uygun olması fikrinden başka bir şey değildir."
Müzik eğitimi alanında Bela Bartok, Zoltan Kodaly ve Emile Jaques
Dalcroze kendi konseptlerini ortaya çıkarmışlardır. Genel pedagoji
sahasında Maria Montessori'nin "birbirinden tümüyle farklı varlıklar olarak çocuklar ve yetişkinler"
hakkındaki görüşleri yaygınlık kazanmıştır. (Jungmair, Das Elementare,
s. 31, 1992). Yaparak öğrenmeyi tanımlayan "Werkschule" kavramı da aynı
sırada ortaya çıkmıştır. Yirminci yüzyılın başlarında Georg
Kerschensteiner "Arbeitsschule" tanımını yerleştirmiştir: Ezberleyerek
öğrenmeye ve kitaba dayalı okulun karşısına çıkan farklı seçenekler bu
başlık altında toplanmıştır: "Kendiliğinden yapma uğraşının ve
eylemin pedagojik ve yöntemsel bir nitelik olarak görülüp dikkate
alınmasıyla pasif öğrenim biçimleri aşılır." (Henrike Beck, Rixta
Schliep: Reformpädagogik, internet, 1996). Eylem ve kendiliğinden, içten
gelen itki ile yapma konusundaki prensipler Orff-Schulwerk'in genel
pedagojik prensipleri içinde yer alır: "Müzik ve dans olgusu insanı
tüm antropolojik boyutlarıyla -devimsel, duygusal, zihinsel ve sosyal
olarak- içine alır. Müzik yapan / dans eden insan üretim, çoğaltım, alma
ve yansıtma gibi çok değişik çalışmalarda kendi yaratıcı kişiliğini ve
birlikte oluşturma becerisini yaşayarak görür." (Jungmair: Elementare Musik- und Bewegungserziehung - Prinzipien und Grundlagen; s. 44, 2003).
"Schulwerk"
sözcüğü belli tarihsel koşullardan gelir. Bu sözcüğün Carl Orff
tarafından seçimi, o dönemdeki (reformist) eğitim politikalarının
yarattığı atmosferin, kendi çevresinin etkilerinin ve müzik eğitimi
konusundaki devrimci düşüncelerinin bir sonucudur. "Pedagoji ile ilgili fikirlerin kaynağı nedir sorusuna,
doğal yeteneği işaret ederek yeterli bir yanıt verilemez. Besteci
olarak ve Günther okulundaki öğretmenlik görevinin yanında Orff,
yirminci yüz yılın ilk yarısındaki reformist eğitim hareketinin
gelişimini izlemiş midir? Birçok kişi ve kuruluş eğitimin derinliği,
şema karşısında kişilik, doğaya, sanata, müzik ve dansa yakınlık
konularıyla ilgilenmiştir. .Zihinsel, ahlaki ve bedensel boyutları
geliştiren sosyal ve ortak çalışmaya yönelik eğitim o dönemde önemli bir
buluş olarak ortaya çıkmıştı." (Regner: Carl Orff und seine
pädagogischen Ideen; s. 68, 2002). Werner Thomas'a göre Orff, sözcük
seçimiyle yüzyılın başındaki ideolojik iklime katılmamıştır: "Orff-Schulwerk'in
etkisinin tarihi aynı zamanda yanlış anlamaların da tarihidir. 20'li ve
30'lu yılların bilincini yansıttığı ve bu yüzden ideolojik olduğu
itirazı yakın olduğu kadar yanlıştır da. Zira bu belirleme eserin/ işin
kendisini değil, yorumunu, müzik eğitiminin kuram ve uygulama olarak onu
hangi koşullarda benimsediğini göstermektedir." (W. Thomas: Musica Poetica, s. 45, 1977).
|
Hayata dair her ne var ise bulacak,hayatın kokusunu doya doya içinize çekeceksiniz.......hayatın kokusu. Hayat ancak geriye doğru baktığında anlaşılabilir,ama hep ileriye doğru yaşanır..SOREN KİERKEGAARD.
16 Aralık 2012 Pazar
Çocuk Gelişiminde ORFF nedir ?
Etiketler:
anasınıfı,
ANNE VE BEBEK,
bebek,
çocuk gelişimi,
okul öncesi,
orff,
orff nedir
15 Aralık 2012 Cumartesi
KEYİF KÖŞELERİ
14 Aralık 2012 Cuma
12 Aralık 2012 Çarşamba
VİZYONDAKİ FİLMLER
SON BULUYOR........
merhaba tekrar,bugün hediyeyi açıklayacağımı söylemiştim.Bu kolye bloğun üye sayısı 50 ye ulaştığında çekilişle hak kazanacak kişiye aynı gün gönderilecektir.Kargo ücreti bize aittir.
YENİ KİTAPLAR
Her şeye yeniden başlamak çok berbat.
Annemle birlikte Batı Virginia'ya taşındığımızda, kendimi
sıkıcı işlere adamıştım, ta ki tüyler ürpertici yeşil gözleri ve
kaslı vücuduyla yan komşumuz karşımda dikilene kadar.
Ama işler tahmin ettiğiniz gibi gitmedi.
O, ağzını açtı.
Daemon hem kabaydı hem de kendini beğenmiş bir pislikti.
Birbirimizden hoşlanmamıştık. Tam hikâye burada bitiyordu
ki bir kazaya uğradım ve Daemon zamanı dondurarak beni
kurtardı.
Yakışıklı uzaylı komşum üzerimde bir iz bırakmıştı.
Yanlış okumadınız. O, bir uzaylı. Daemon ve kız kardeşinin
yeteneklerini çalmak isteyen düşmanları vardı ve Daemon'ın
bıraktığı iz bütün düşmanları başıma toplamıştı.
Bu korkunç durumdan canlı kurtulmak içinse tek yapmam
gereken üzerimdeki uzaylı izi etkisini yitirene kadar
Daemon'ın yanından ayrılmamaktı.
"Obsidiyen'e bayıldım. Romanı bir gecede bitirmeye, kendinizi
Daemon'a kaptırmaya ve serinin ikinci kitabı için sabırsızca
beklemeye hazır olun."
-Deborah Cooke, The Dragon Diaries-
"Daemon ve Katy, ateşle barut gibi. Her bölüm nefesinizi kesecek ve dahası için yalvaracaksınız."
-Jus Accardo, Touch-
"Armentrout'un yeni serisinin ilk kitabı başından sonuna hiç
azalmayan bir heyecanla akıp gidiyor."
-RT Book Reviews-
Annemle birlikte Batı Virginia'ya taşındığımızda, kendimi
sıkıcı işlere adamıştım, ta ki tüyler ürpertici yeşil gözleri ve
kaslı vücuduyla yan komşumuz karşımda dikilene kadar.
Ama işler tahmin ettiğiniz gibi gitmedi.
O, ağzını açtı.
Daemon hem kabaydı hem de kendini beğenmiş bir pislikti.
Birbirimizden hoşlanmamıştık. Tam hikâye burada bitiyordu
ki bir kazaya uğradım ve Daemon zamanı dondurarak beni
kurtardı.
Yakışıklı uzaylı komşum üzerimde bir iz bırakmıştı.
Yanlış okumadınız. O, bir uzaylı. Daemon ve kız kardeşinin
yeteneklerini çalmak isteyen düşmanları vardı ve Daemon'ın
bıraktığı iz bütün düşmanları başıma toplamıştı.
Bu korkunç durumdan canlı kurtulmak içinse tek yapmam
gereken üzerimdeki uzaylı izi etkisini yitirene kadar
Daemon'ın yanından ayrılmamaktı.
"Obsidiyen'e bayıldım. Romanı bir gecede bitirmeye, kendinizi
Daemon'a kaptırmaya ve serinin ikinci kitabı için sabırsızca
beklemeye hazır olun."
-Deborah Cooke, The Dragon Diaries-
"Daemon ve Katy, ateşle barut gibi. Her bölüm nefesinizi kesecek ve dahası için yalvaracaksınız."
-Jus Accardo, Touch-
"Armentrout'un yeni serisinin ilk kitabı başından sonuna hiç
azalmayan bir heyecanla akıp gidiyor."
-RT Book Reviews-
Andrea Kane
Kalbimdeki Mühür
Tenimdeki Mühür ’ün çok satan yazarı
Breanna Colby tüm hayatı boyunca korkunun uçurumlarında yaşamıştır ve tek neşe kaynağı yakın zamanda çok sevgili kuzeni Anastasia’yla yeniden bir araya gelmesidir. Şiddet yanlısı babasının hapse tıkılmasıyla birlikte, baskı altında yaşamış genç kadın kozasından çıkıp o güne kadar yaşayamadığı bütün güzellikleri yaşayabilecektir. Ancak bütün gölgelerin ortadan kaybolmadığını ve geçmişten gelen bir belanın hem kendisine hem de Anastasia’ya sinsi sinsi yaklaştığını fark eder. Yetkililer, karanlıklarda pusuda bekleyen kiralık katili yakalayamayınca Colby ailesi yakalanması zor olan kişileri bulma konusunda bir numara olan, zeki ve teklifsiz Royce Chadwick’e başvururlar.
İnatçı, özgür ruhlu Royce ise kendi koyduğu kurallara göre hareket eden, yalnızlığı seven biri olmuştur her zaman. Zayıflığa çok az tahammülü vardır. Narin Breanna Colby onu oldukça şaşırtmıştır, çünkü genç kadının kırılgan dış görünüşünün altında aslında çok güçlü biri vardır. İkisi yan yana, çok büyük bir tehlikeyle yüzleşirken Royce var olduğunu bile hayal etmediği bir kadını keşfeder –bu çok hoşuna gitmese de gönlünü kaptırdığı kadını. Ama Royce önce davranıp katili öldürmediği sürece Breanna’yla bir gelecekleri asla olmayacaktır.
Kalbimdeki Mühür
Tenimdeki Mühür ’ün çok satan yazarı
Breanna Colby tüm hayatı boyunca korkunun uçurumlarında yaşamıştır ve tek neşe kaynağı yakın zamanda çok sevgili kuzeni Anastasia’yla yeniden bir araya gelmesidir. Şiddet yanlısı babasının hapse tıkılmasıyla birlikte, baskı altında yaşamış genç kadın kozasından çıkıp o güne kadar yaşayamadığı bütün güzellikleri yaşayabilecektir. Ancak bütün gölgelerin ortadan kaybolmadığını ve geçmişten gelen bir belanın hem kendisine hem de Anastasia’ya sinsi sinsi yaklaştığını fark eder. Yetkililer, karanlıklarda pusuda bekleyen kiralık katili yakalayamayınca Colby ailesi yakalanması zor olan kişileri bulma konusunda bir numara olan, zeki ve teklifsiz Royce Chadwick’e başvururlar.
İnatçı, özgür ruhlu Royce ise kendi koyduğu kurallara göre hareket eden, yalnızlığı seven biri olmuştur her zaman. Zayıflığa çok az tahammülü vardır. Narin Breanna Colby onu oldukça şaşırtmıştır, çünkü genç kadının kırılgan dış görünüşünün altında aslında çok güçlü biri vardır. İkisi yan yana, çok büyük bir tehlikeyle yüzleşirken Royce var olduğunu bile hayal etmediği bir kadını keşfeder –bu çok hoşuna gitmese de gönlünü kaptırdığı kadını. Ama Royce önce davranıp katili öldürmediği sürece Breanna’yla bir gelecekleri asla olmayacaktır.

Bravo bana! Kaybettim :( Şu dünyada kaybetmemem gereken tek şeyi kaybettim. Nişan yüzüğümü! Magnusun üç nesillik aile yadigarı.
Ve şimdi, tam da annesiyle babasının döndüğü gün kaybettim. Kaybetmek için o günü buldum. Derin derin nefes al, Poppy.
Olumlu düşün :)
Bir
hayır yemeğinde kızlarla iki kadeh şampanya devirdikten sonra Poppynin
hayatı bir anda tepetaklak oldu. Yalnızca nişan yüzüğünü kaybetmekle
kalmadı, arkasından yaşanan panikte cep telefonundan da oldu. Titrek
bacaklarla otelin lobisinde dört dönerken, bir çöp kutusunda terkedilmiş
bir telefon buldu. E, mal bulanındır demişler! Artık otele bir numara
bırakabilirdi. Kaderinde vardı demek
Numaran Bende Var Açıklama
Polisiye / Edebiyat

Ve şimdi, tam da annesiyle babasının döndüğü gün kaybettim. Kaybetmek için o günü buldum. Derin derin nefes al, Poppy.
Olumlu düşün :)
Bir hayır yemeğinde kızlarla iki kadeh şampanya devirdikten sonra Poppynin hayatı bir anda tepetaklak oldu. Yalnızca nişan yüzüğünü kaybetmekle kalmadı, arkasından yaşanan panikte cep telefonundan da oldu. Titrek bacaklarla otelin lobisinde dört dönerken, bir çöp kutusunda terkedilmiş bir telefon buldu. E, mal bulanındır demişler! Artık otele bir numara bırakabilirdi. Kaderinde vardı demek
Etiketler:
andrea kane,
barla yılları,
carolyn cooke,
devrimin kızları,
kalbimdeki mühür,
kültür,
numaran bende var,
o muhteşem hayatınız,
obsidiyen,
oya baydar,
sophie kınsella,
yeni çıkan kitaplar
10 Aralık 2012 Pazartesi
SABUNLU HOŞGELDİN PARTİSİ
2 YAŞ SENDROMU
Merhaba hayatın kokusu takipçileri,bugün ;her anne babanın yaşadığı zorluktan;2 yaş sendromundan bahsetmek istiyorum.2 yaşına kadar sorunsuz ,naif olan bebeğiniz birden inatçı,huzursuz bir döneme girer ve anne babalar hep böylemi olacak diye düşünmeye başlarlar.inanın çocuğunuz var ise hayatın her döneminde; mutluluklarınız olduğu gibi sıkıntılarınız ,huzursuz dönemlerinizde olacaktır.Yeterki nasıl atlatmanız gerektiğini bilin.Benim oğlum 2,5 yaşında,bebeğim küçükken bu dönem hakkında bilgiler aldığımda,kitaplar okuduğumda açıkçası korktum.Nasıl geçecek diye düşündüm.Mesele sabırlı olmaktan geçiyor ve bilinçli olmaktan tabiki.Bunlardan ikiside varsa kolay geçecektir bu dönem.Bu dönem, ben yapacağım dönemi bir nevi,herşeyi kendileri yapmak isterler;çünkü bu dönem kendini kabul ettirmeye çalıştığı dönemdir çocuğunuzun.Bende varım der çocuğunuz.Eğer bunun farkındaysanız işiniz daha da kolaylaşacaktır.Bu dönemin başlarındayken oğlum bir su istediğnde bile sorun yaşıyorduk,bardağa suyu koyup verdiğimde 'ben kendim koyacağım 'diye bağırmaya
başlıyordu,ağlıyordu.Zamanla onu anladıkça
her istediği şeyi onun yapmasını sağladım.Bardağa suyu kendi koyuyor ,yemeğini kendi yiyor,oyuncaklarını kendi topluyor.Bunların hepsini yapıyor evet ama dökmeden ,kirletmeden değil tabiki :) bunun için de önceden önlemler alın.Yemek yediği yere bir örtü,eğer örtü sermiyorsanız alacağınız önlem güçlü bir leke çıkarıcı olsun:).Bir diğer mesele de çocuğunuzu tanıdıkça işinizin daha da kolaylaşacağı.......Oğlum Fatih poyraz huzurlu bir saatindeyse eğer,yemediği bir yemeği,'Ben çorba yiyeceğim,ben çorba yiyeceğim harika olmuş 'diyerek
yediriyorum,' anne ben de yiyeceğim 'diyor ve zafer benim oluyor. Huzursuz bir saatinde ise 'Fatih poyraz yoğurt yemezki' diyorum.Benimle inatlaşacak ya 'hayır poyraz yiyecek 'diyor.Ve istediğimi yine yaptırıyorum.Çocuğunuzu anlamaya çalışın,onu tanıyın,bu çok önemli....... Bazı çocuklar bu dönemi zor atlatırlar,annelerinin her gün yeter artık diye bağıracağı kadar........bazılarıda çok rahat,onlarda şanslı ebeveynler.Şanslı tarafta olmanız dileğiyle....Bu dönemi sizlere kendi izlenimlerimden yola çıkarak anlatmaya çalıştım,bu zamana kadar okuduklarımdan, aklımda kalanlardan bahsettim. Çocuğunuzun özgüveninin geliştiği bu dönemde ona yardımcı olun.Gelecekteki bir delikanlının yada genç kızın hayatının temellerini attığınızı unutmayın.........Ve en önemlisi sevgi,her fırsatta ona sarılın,öpün,verebildiğiniz kadar verin sevginizi.........çocuğunuz bir daha 2 yaşında olmayacak...........Her anı güzel değerlendirin......
HAYATIN KOKUSU
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)